home

SEYYİT BOZDOĞAN' IN RESİMLERİ

home

Seyyit Bozdoğan için ressamlık bir tutkudur, bir aşktır. Resimlerinin bir çoğunda, ifadeyi pekiştirme, güzelleştirme, şekil ve renklerle mesajını daha da belirginleştirme arzusuyla, yakasını bırakmayan, ona rahat vermeyen konuların çeşitlemelerini yapar, Resimlerinin bir çoğu Türkiye ve Almanya'da çok kez sergilenmiş, kimileri ödüllendirilmiştir. Berlin kentinin 750. yıldönümü nedeniyle, 'Berlin'de Türkler' konulu bir resim sergisi hazırlamakla görevlendirilmiştir. Konularının iki ağırlık noktası vardır; soyut resimlerdeki renk ve yüzey parçalarından oluşan büyük gerilim alanlarının iç yapılarını göstermektedir, somut resimlerdeki ise Türkiye'deki yaşam ve iş koşullarını, Berlin'deki Türkleri, çevre sorununun insana verdiği sıkıntı ve tehlikeyi resimleştirmektir.

Bence Seyyit Bozdoğan'ın yapıtları için şu üç ana nokta belirleyicidir:

1. Somut ve soyut resmin birleştirilmesi. Beden manzaralarının bir çoğu ilk bakışta soyut bir izlenim bırakıp sonraları nesnenin çıkış noktası olduklarını tanıtlarlar. Doğa ve insan bedeni bir olur, ama bu barışık bir kaynaşma değildir, ikisi de çevre yıkımının tehlikesiyle gözgözedirler.

2. Konu seçiminde yaşam koşullarının önemi, insan yaşamının sanayii üretim koşulları altında doğadaki yeri araştırılmaktadır.

3. Resimlerin karşılaştırmaya isteklendirmesi.

Seyyit'in resimleri soyut ve somut resim arasına, kültürler arasına, farklı konular arasına köprüler kurar, örneğin çıplak ile çevre kirliliğini birleştirir:

Seyyit'in resimleri bizleri provoke eder, düşünmeye zorlar, yakamızı bırakmaz.

Onun sanatı toplumsal, eleştirel bir sanattır. Iyi bir izleyiciyseniz gözünüzden kaçmayacaktır:

Onun resimlerinin bir çoğu çift çerçevelidir. Yani gördüklerimiz adeta, bize bu bakışı sağladığı için bizi daha da yoğun etkileyen, yabancılaştırılmış bir mekana bakıştır.

Seyyit Bozdoğan'ın sanatının özyapısal bir yönü somut ve soyut ressamlığı birleştirmesidir. Manzaralardan oluşmuş bedenler ile doğa manzaraları birbirine girer resimlerinde. Yalnız başına ele alındığında ise bedenler, renk ve yüzeyin tırmanmasıyla meydana gelen gerilim alanlarının soyut iç yapılarıdır.

Resimler şekil ve renk karşıtlarını kullanarak, doğa koruması gibi güncel konulara değinirler, ama asla yüzeysel bir şekilde göze girmeye çalışmazlar, provokasyonu aşarak bizi düşünmeye zorlayan bir sanatsal ciddiyetle derinlere giderler.

Resimlerindeki dinginlik - canlılık (ama bu tehlikeyle göz göze olmanın getirdiği canlılıktır), koyu gece renkleri - sıcak renkler, yuvarlak - sivri karşıtlarının yarattığı gerilim alanları bizlere sıçrayıp yakamızı kolay kolay bırakmazlar. Sanatçı için geçici, göz boyayıcı gösterişler değil, kalıcı, derin, yoğun dokunmalar önemlidir. Sanatının anlatım araçlarını kullanmada tutarlılığı ve en ufak süsten dahi kaçınması ile kanıtkandır.

 

Prof. Dr. Bernd Peter Lange, Osnabrück, 1989
home